10 Mart 2012 Cumartesi

Hayatın her dakikasını yaşayın.

İnsan yaşamı çok ilginç ve gizemli bir süreç.
Başka bir insanın karnında ufacık bir hücrenin çoğalmaya başlaması ve 9 aylık gelişim sürecinden sonra o insanın(ki biz ona ANNE diyoruz) karnından çıkıp, yaşadığımız Dünya'ya merhaba diyoruz ve bundan sonrası bebeklik,çocukluk,ergenlik,cinsellik,yetişkinlik,evlilik,birliktelik, yaşlılık ve sonunda ölüm ile bu Dünya'ya hoşçakal diyerek ayrılıyoruz.

Geçen hafta bir cenazemiz vardı.Dedem Şubat ayının sonunda, KOAH adındaki akciğer rahatsızlığından dolayı hayatnı kaybetti.
Hem yılların getirmiş olduğu yaşlılık hemde yıllar evvel bırakmış olmasına karşın peşini bırakmamış olduğu sigara denilen o pislik maddesinin etkisi yüzünden akciğerleri zayıf düştü.Duyduğum kadarı ile uykusunda iken vefat etmiş rahmetli, yoğun bakımda tek başına iken.

İşte bu yüzden sigara içmekten her zaman nefret ettim, ve hala da etmekteyim.Gerçi şu saatten sonra kimseye karışmak hakkım değil tabii ki, herkesin kendi sağlığı ve kendi tercihi bu pisliği bırakıp bırakmamak.Ben hiç içmedim demiyorum, 2 kez içtim (birinde deneme amaçlı bir Kaptan Black, diğerinde ise gereksiz 1-2 arkadaş ben uyurken içirmişler.) ve hiçbir zaman sevmedim bu illeti, kimileri bana gelip, bu konuda büyük konuşmamamı söylüyorlar.Tamam saygı duyarım her konuda büyük konuşulmaz yer gelir, ancak konu sigara olursa ben akan nehri bile durdururum arkadaş.Biri bana çıkıp da "Sana 50 milyar nakit para vereceğiz ama sende gözümüzün önünde koca bir paket sigarayı bitireceksin dibine kadar" derse eğer, hem teklifini geri çevirir hemde gerekirse onu rezil bile ederim.

Yazıyı saptırmadan söylemek istediğime döneyim.Yüce Allah'ın göndermiş olduğu Kuran-ı Kerim'de de geçtiği gibi kimse sonsuza dek yaşamayacak eninde sonunda ölüp gidecek.Önemli olan, o geri dönüşü olmayan yola geldiğimizde, geride bıraktığımız hayatımızın her anının zevkli,muhteşem,sevgi ve neşe dolu, mutluluk dolu geçmiş olduğunu görmektir.
Dedem bunu gördü, kendi evladının torununu görebildi, bizlerin büyüyüp birer yetişkin olup kendi ayaklarımız üzerinde duracak yaşa geldiğimizi görebildi.Ve sonunda tüm bu mutlulukları yaşamış olmanın verdiği huzuruyla aramızdan ayrıldı ve şimdi inanıyorum ki Cennet'teki mekanından bizi her zaman izleyecek.(Aslında bu satırı yazarken biraz hüzünlendiğimi söylemek isterim, kolay değil sevdiğini birini kaybetmek.)

İster zengin olalım,ister Dünya'yı satın alalım,isterse kusursuz olalım hiç fark etmeyecek ve bir gün yaşamımız noktalanacak.Yeterki o noktaya gelene kadar, arkamızdaki yola, hem kendimiz için hemde bu hayatta sevdiğimiz diğer tüm insanlar için bir mutluluk bırakabilelim.

Hiç yorum yok: