1 Haziran 2013 Cumartesi

İkoncan'mı yoksa Candan ikon mu?

    Bu aralar medyalarımızda bir sürü ikoncan insanlar türedi.Bu insanlar nasıl insanlar acaba, yani bir kısmına sırf gıcıklık olsun diye mi ikon deniyor yoksa sadece boş gezenin boş, ancak yattığı yerden parasını kazanıyor diye sinir oldukları bir insan türü diye mi ikon deniyor?
    Benim sözlüğümde ikon, bilgisayarlardaki masaüstünde gördüğümüz simgelere denir ve ben bu kelimeyi bu insanlara kullanmıyorum, ancak bu insanlar ne ikon olmayı nede saygı görmeyi hak etmiyor demiyorum.Aslında biraz filtreleyip inceleyince aralarından bir kısmının gerçekten şımarık sosyete kızı imiş gibi durmayıp da, tam tersi bir şeyler üreterek yada insanlarla sürekli etkileşim ve iletişim içinde olduğunu görebilirsiniz.Yukarıda yazdıklarıma en uygun bayan olarak, ben Eda Taşpınar’ı seçtim.

    College of Fashion ve Central School of St.Martins gibi hatırı sayılır moda tasarımı okullarını bitirmiş ve aynı zamanda, vakit buldukça stil danışmanlığı amatör fotoğrafçılık ve moda tasarımı-özellikle şapka ağırlıklı- dalında kendini geliştirmeye çabalamıştır.Armani ve Maxmara gibi pek çok büyük firmada staj da yapmıştır, bu hanım kızımız.
    Bakmayın öyle dediğime, yaş olarak benden büyük olduğuna bahse bile girerim.Gelelim şimdi işin “İkoncan” yada benim deyimimle “Candanikon” yönüne.Neden diğer, sözde ikonculardan ayrı sepete düştü Taşpınar?Söyleyim.
    Bu terimi, yani “İkoncan” kelimesinin arkasına gizlenmeden, imkanı el verdiğince, ki rahatlıkla el veriyor imkanı buna eminim, her türlü giysiyi kendine has yaratmış olduğu tarza yada stile oldukça uyarlayabiliyor.Stilini veya da tarzını, “ikon, ikon” diye değilde, kendi ismi ve deneyimleri ile insanlara sunmaya çalışıyor, o yüzden dikkat ederseniz, davetlerde öncelik olarak o boy gösteriyor.Bunun için günlerce magazin programı izlemenize gerek yok, Yüce Google Kütüphanesinde birkaç video ile bunu görebilirsiniz.
    Genelde ülkemizin bu “ikon” simgelerinde bulunan rekabeti az çok fark etmişsinizdir.Ortalamanın üstünde gibi duran zayıflık, bebeksi değil seksi cazibe, sürekli doğallını korumaya çalışılan saçlar ve her daim santimetre kareye vuran güneş faktörü sonucunda elde edilen ten rengi ile günümüzde artık Lucas amcamızın Yıldız Savaşları’nı(Star Wars) değil, ülkemiz güzellerinin-hatta yurtdışı güzellerin- İkon Savaşları’nı izliyoruz.Yalan mı?Açın bakın televizyonda, kadınlar kendi aralarında bile sürekli en güzel olma rekabetine girmiyorlar mı, milyon dolarlık kremler, parfümler,giysiler yada her türlü ekipman ile?

    Ancak, hanım kızımız Eda Taşpınar’a dönersek, onun hiç diğerlerinin arasından sıyrılmak gibi bir çabası, nasılsa ekranlara yansımıyor, yani o zaten ekranlarda ve bu da işin sihri anlaşılan.Pek çok insanımız gibi oda, içinden geldiği gibi yaşıyor.Benim görüşüm, Eda Taşpınar’ın ardındaki sihri tamamen doğallığı, ayak parmaklarından alnına ve saçlarına kadar ulaşan doğal bir güzellik ve ben beğendim açıkcası.Kendimi bildim bileli esmerlere hep ilgim olmuştur.Hehe :)
    Evet, kendisi, tıpkı diğer “İkon” güzeller gibi ekranlarımıza girdiğinden beri istesek de istemesek de takip ediyor yada izliyoruz.Hayatın kontrolü sanki bu hanım kızımızın üzerinde etki etmiyor, hayattan bir beklentisi olmadığını sanki yok, yarının bilinmezliği onu daha da yaratıcılığa, yararlılığa sürüklüyor.
    Peki bu hanım kızımız Eda Taşpınar’ın bir günü nasıl geçiyor olabilir?Bir dergide vermiş olduğu röportajına göre, bir kere her sabah spor olacak menüde, nerede olursa olsun.Hemen arkasından gelen lezzetli bir kahvaltı ile görüşmeler,toplantılar ve sohbetler derken geliveren akşam ile hanım kızımız gece 1’den sonra uyanık kalmak istemeyip yatıyor, ona göre vücudun düzenli dinlenmesi şart.Tabii bazı akşamlarını DVD geceleri ile süslemeden de durmuyor, bir röportajında söylediğine göre.Eee, spora aşık gibi bakan bir bayandan ne beklersiniz?
    Peki aşk hayatını sorarsanız?Woohooo, şimdiden erkek okuyucuların gönlünde boş bir sayfa açılmıştır değil mi?Evet, çünkü kendisi uzun süreli bir ilişkiden çıktı, resmen aşk mevsimi onun için duraklatıldı, nereye gideceği belli olmayan Eda Taşpınar’ın tatil beldelerimizden birinde bir anda ortaya çıkması ihtimaline karşın, siz bir bavulunuzu ve biletinizi hazır bulundurun.Tamam, bayanın sosyal seviyesi var, arkadaşları var, çevresi var, cartı var curtu var, var, var…diye sizinle tanışmayacak hatta sizi umursamayacak bile mi diyorsunuz?Siz yinede şansınızı deneyin, hem zaten Dünya küçüldü iyice, ilerleyen teknolojimiz sayesinde.Sadece sizin değil benim bile şansım olabilir bu hanım kızımız ile tanışma fırsatı.Ha olaki bu hanım kızımız sizin sevgiliniz olmadı mı, tabii ki zorla güzellik olmaz.Üzmeyin kendinizi, dışarıda onlarca güzel bayanlar var, hatta sizin bile çevrenizde farkında olmadığınız bayan arkadaşlarınız vardır.Dünya küçük olsa bile, ırkımızın nüfusu bir hayli yüksek.
    Benim bile hem memleketimde hemde burada İstanbul’da, bu hanım kızımız kadar-hatta belki daha güzel,ki Eda hanım alınmasın- güzel bayan arkadaşlarım var.
    Yeni arkadaşlar edinmeye ve değerli tüm arkadaşlarıma sevgilerle.

Hiç yorum yok: