28 Temmuz 2012 Cumartesi

Ellerimiz Artık Serbest

Teknolojimiz ne kadar da ilerledi değil mi?
Pek çok uzantılarımızı artık kullanmamaya başladık sanırım.

Aslında teknolojiyi sıkı sıkı takip etmekten zevk alırım ve onun hızına yetişmeyi çok isterim, tabii bu Dünya'da herşeyin hızı aynı gitmiyor.
Kimi zaman geliyor Kaplumbağa, Tavşanı çoktan sollayıp yolu yarılamış oluyor, yada Kaplumbağa yola çıkmak için hazırlanırken Tavşan çoktan hedefine varıyor.

Geçen gün, İstanbul'un meşhur sıkıntısı olan TRAFİK Durumunun içine dalmış ve hiç sakinliğimi bozmadan kitabımı okurken yanımızdan geçip giden insanlara baktım.Normalde her zaman bakarım tabii, çekici ve hoş giyimli bir bayan olursa tabii daha fazla birkaç saniyemi de kullanırım.
Yalnız o gün daha farklı bir bakış altında izledim bu insanları.Eskiden herkesin elinde telefon varken, onun yerinde şimdi ya kulaklığın kablosu var yada el tamamen boş...!!
Normalde garip olacak bir durum değil bu, hele ki şu anki teknolojik çağımızda.

Beth Revis'in ünlü romanı olan Evrenin Ötesi Serisi'ndeki karakterlerin kullanmakta oldukları iletişim cihazlarına çok yakın sayılmayız, ki onların kullandıkları cihaz direkt olarak etin içine ve kulağın iç yapısına monte ediliyor; ancak o kadar da uzak değiliz.

Artık herkes telefonunu cebinde yada çantasında tutup kulaklığı ile hattın karşısındaki kişi ile rahatlıkla konuşabiliyor.Doğrusu, konuşuyor.Birkaç sene evvel olmayan bir insan hareketi olarak bu uygulama da bizlere eklenmiş oldu.
Ha beni soracak olursan eğer, ben hâla klasik olarak telefonu elimde tutup konuşmaya devam ediyorum çünkü kulaklık ile konuşacağım vakit nedense ses ayarını bir türlü düzgün çıkaramamıyorum.Ya fazla bağırıyor yada çok kısık konuşuyor oluyorum.
Belkide biraz daha pratik yapsam iyi olur.!!

Hiç yorum yok: