Şu İstanbul'un nasıl bir havası var, nasıl bir iklimsel sistemi var cidden anlamak güç.
Şu güzelim Haziran sabahında günlük güneşlik bir havada işimize gidiyoruz.Erkekler bakımlı ve temiz kıyafetler içinde, bayanlar ise çekici kıyafetler ve bakımlı makyajlara sahip olarak işine gücüne gidiyor.Hava güneşli ve sımsıcak.
Peki şimdi? Tam yemek molasında, öğlen arasında bir sağanak, hem rüzgarlı hem şiddetli hemde gökgürültülü bir yağmur İstanbul'un orta yerinde herşeyi felç ediyor.
Pencereden baktım, o sabahki bakımlı bayan ve erkeklerden eser yok, koştura koştura bir çırpınış içindeler.Eee tabii ıslanmayı kimse istemez iş zamanında.Kimisi var her daim yanında şemsiyesini hazır bulundurur, kimileride her daim bir ceket yada kalın birşeyler bulundurur.Diyorum ya size, buranın havası belli olmuyor gerçekten.
Ne güzel yemek yemeğe gidecektim dışarıda temiz havada, ama yağmura yakalandık ve ofise söyledik yemekleri.Gerçi yağmur yağdıktan sonra topraktan gelen koku da çok muhteşemdir.Temizlenmiş, ve bir parça da olsa biraz nefes almıştır toprak.Bulutlar dağılır ve hemen arkasından güneş yine yüzünü gösterir.Bakalım aksam ne olacak?
Yağmur yine yağacak mı acaba? Zaman gösterir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder