29 Mayıs 2014 Perşembe

Splash

    Havalar iyi derecede ısındı arkadaşlar.Üzerinden geçmekte olduğumuz Mayıs ayı içerisinde, Kış mevsimine ait kalan son birkaç yağmurda yağdı gitti.Şimdi önümüzde Güneş, deniz, kum ve sıcak havalar geliyor.Ama en güzeli de “Deniz” teması olacaktır sevgili arkadaşlar.Neden?
    Çünkü ıslanmayı severiz, çünkü serinleriz, çünkü yüzeriz ve suyla iç içe oluruz.
Ama yüzerken dikkat etmenizi isterim, zîra Deniz çok büyük ve engindir.Göz görmez ufuk çizgisinden tutun da gidilemez derinliklerine kadar, yaşadığımız bu yuvanın en değerli hazinesidir.Ve kim bilir, derinliklerinde ne tür uygarlıklar yada canlılar yaşamaktadır.
    Bu türlerden biri olan canlılar ise “Denizkızı” olarak tabir edilirler-ki bununla ilgili bir yazıyı da ilerleyen zamanda yazacağım-.Bu türlere ait medyada onlarca film, dizi ve kitap bulunmaktadır.Ben burada, film kısmına değineceğim.Sözünü edeceğim film, bundan tam otuz yıl önce kurgulanmış, yazılmış ve yapılmış.Filmimizin adı “Splash”, türkçe’de “Şapırtı” olarak geçen filmimiz, genç bir oğlan ile bir denizkızının kaza eseri tanışmalarını anlatıyor, tabii aradan yıllar geçiyor ve genç Allen bir yetişkin olur ve bir gece kazayı yaşadığı yere tekrar gider ve ne olursa oradan sonra oluverir.Gizemli kız tekrar ortaya çıkar ve Allen’in kazara düşen cüzdanını bularak New-York’a doğru yola çıkar, sevimli ve seksi denizkızımız.
    Filmin oyuncuları Tom Hanks, Daryl Hannah, John Candy ve Eugene Levy bu filmde buluşarak, romantik olmasının yanı sıra oldukça da komik seviyede bir yetenek sergiliyorlar.


Eugene Levy
    Efendim, filmin daha ilerisini söylemeyeceğim, çünkü yeni dönemde çıkan süper, mega yada ultra efektli filmlere inat, bu film başka yazımda da belirtmiş olduğum gibi, bir klasik oluyor.Dijitallere inat, film otuzuncu yılını doldurmuş ve ben izlerken hem beğendim hemde gülmekten koptum.Hele ki, Eugene Levy –ki kendisini American Pie serisinden tanıyacaksınız- ve John Candy’nin olağanüstü oyunculukları ile bu film benden saygıyı hak ediyor.
    Son söylediğim sanatçı John Candy’de, o zamanlar daha çocuk olduğum için onu sevimli ve çılgın rollerden hatırlıyorum.Ve ölümünün yirminci yılında onuda saygıyla anıyorum.

Hiç yorum yok: