Bu yazımı, uzaklarda olan biri için yazmak istedim.Kendisi ile şahsen hiç tanışmadım.Ama onun satırlarını okuduktan sonra öğrendim, ne kadar gerçek bir insan ve yaşama umudu ile dolu olduğunu.
Bu kişinin adı David Rose, biz kısaca DAVE diyelim.Kendisi daha doğduğu andan geçirmiş olduğu Serebral palsi (SP), yani bilinen adıyla beyin felci yüzünden daha ilk dakikalarından itibaren dış dünyanın tüm seslerini duyabilme özgürlüğünü yitirmiş ve üstüne birde konuşma yetisini de kaybetmiş bir insan o.Bu hastalık filan değildir, yalnızca merkezi sinir sisteminin hareket işlev alanlarının hasar görmesinden dolayı oluşan bir durumdur.
Dave bu sene 24 yaşına girdi ve yaşama umudundan hiçbir eksiklik kaybetmemiş.Blog yazılarına bakacak olursak, tam aksine Dünya'yı keşfetmek için merak ettiği neler varsa sormuş, konuşmuş, araştırmış ve danışmış.
Tabii ki kimsenin başına gelmesin böyle bir durum, ama bir durup düşünelim, şu anda bile bu yazıyı yazarken ellerim hareket edebiliyor, parmaklarım tuşlar üzerinde kontrol sağlayabiliyor yada kulaklarım sayesinde şu anda dinlemekte olduğum müziği bile duyabiliyorum.Bu nîmetlerinizin yada yeteneklerinizin elinizde olmadığını düşünsenize, acaba nasıl bir durumda olurduk?Çaresiz olmazdık, sadece farklı alternatifler üretmemiz yada sevdiklerimizin yardımına ihtiyacımız olurdu.
Ben Dave ile hiç tanışmadım, ki imkanım olurmu bilemem ama onunla tanışmayı çok isterim.Çünkü temel insani fonksiyonlardan bir kısmı elinde olmadığı halde bile, sevgi dolu bir ailesi, ablası ve yakınları ve kendi yaşama azmi ile gerçekten saygıyı ve sevgiyi hak etmesi gereken bir insan o.Ben Türkiye'de yaşıyorum, Dave ise Dünya'nın öbür ucunda, Kaliforniya Los Angeles'da yaşıyor.
Onu, daha birkaç gün önce bir internet sayfasının içeriklerinden birinde gördüm, sonradan Blog sayfasına tıklayıp da hikayelerini ve yaşamını okuyunca, etkilendim, ve inanıyorum ki, başkalarıda benim kadar etkilenecektir.Biz nasıl yaşayacağımızı,nasıl mutlu olacağımızı yada nasıl bir yerlere geleceğimizi düşünürken, o ise yalnızca yaşamak ve mutlu olmak istiyordu.Ben bu yüzden yaşama isteği bu kadar yüksek olan bir insan ile tanışmak istedim ve dua ettim, "İnşallah, bu kişi ile önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde görüşebileceğim."
Yukarıda da sürekli olarak tekrarlamış olduğum "Tanışma İsteği" dileğim ne yazık ki gerçekleşemeyecek.Ben bu yazıyı hazırlamadan tam 24 saat önce, oranın yerel saati ile 11 Ekim öğleden sonra 5:30'da(bizim saatimiz ile 12 Ekim 04:30 AM olması gerek sanırım.) hayata gözlerini yummuş.Birkaç saat önce sıradan bir şekilde Twitter hesabımı izlerken aldım haberi, Dave'in ablasının bilgi vermesi ile görmüş oldum.Daha gencecik yaşta ki bu genç arkadaşımız Zatürre yüzünden 24 yaşında vedâ etti.
Ben Dave ile hiç tanışmadım ve bundan sonrada hiç tanışamayacağım, ama engelleri olmasına rağmen hayatı bu kadar seven birini de kolay kolay unutmayacağım.Tabii sonuçta hayat devam ediyor, Dünya'nın seslerini duymaya, doğanın güzelliklerine el uzatmaya ve kendimizi tarif etmek için konuşmaya her zaman devam edeceğiz.Dave, bunlara sahip olamadığı halde mutlu ve sevgi dolu bir hayat geçirdi ve şimdi Melekler ona yoldaş oldular.Biz bunlara sahipiz Allah'a şükürler olsun ki.Paraymış, arabaymış, sevgilisi filanmış,...v.b. bence bunları boş verip tüm önceliği en temel özelliklerimizi sağlıklı bir şekilde kullanabildiğimiz için şükredelim.Çünkü sorarım tekrar:
Ya sahip olamasaydık?O zaman ne yapardık?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder