Sonra düşündüm de, her film, her komedi-romantik formatlı film izlenmeye değiyor mu?Özellikle yanınızda güzeller güzeli kız arkadaşınız, sevgiliniz yada eşiniz var iken, izlenebilecek kadar uygun mu bu filmler?
Bir kere aldık kafaya soruyu, önce yüce kitaplığımız Google üzerinden araştırma yaptım.Birkaç film önerisi var ancak onların içindeki komedi oranı beklediğimden yüksek.
Bir arkadaşım var, bu konuda bana yardımcı oldu ve benim harcadığım sürenin yarısından uygun olan filmleri buldu.İşte o filmler ve içerikleri ile bilgiler:
Midnight in Paris
Love Actually
Beauty and the Beast
Meet Joe Black
Pearl Harbor
The Princess Diaries
Letters to Juliet
Titanic
Casablanca
Midnight in Paris
Bir Woody Allen
yapımı olan filmimiz, Amerikalı çiftimiz Gil ve Inez’in Sonbahar’da yapacakları
evliliklerini konu alır.Inez’in babası iş için Paris’e gitmek zorunda kalınca,
bu sevimli çiftde soluğu, Aşıklar Şehri’nde alırlar.Damat adayı Gil’in Paris’in
gece hayatında yaşadığı bazı maceralar sonucunda, Paris’e karşı büyük bir sevgi
beslemeye başlar ve Gil’in içindeki edebiyatçı kimliği iyice pekişir.Ancak bu
durum, hem nişanlısı hemde onun ailesi ile olan ilişkisini değiştirme noktasına
getirir.Zîra yapmış olduğu maceralarda Ernest Hemingway, Picasso ve SalvadorDalí gibi büyük sanatçılar konuşur ve filmin sonuna doğru şu mesajı verir, “Ne
kadar çabalasak da, iletişim kurmak istediğimiz kişiler ile iletişime
geçemeyiz”.Aslında, ben sonunu daha farklı yorumlarken bu mesaja, bir dergideki
yazıda buldum.Film aslında, edebiyata olan aşkı tarif etse de, filmin içindeki
romantizm duygusu bir hayli yüksek.
Titanic
Zamanının “Batmaz”
olarak tarif edilen yolcu gemisi Titanik’in hazin sonu, sinema dünyasında büyük
bir başarı göstermiştir.Onbir tane Oscar heykeli ile rekoru bağlayan bu filmi,
teknik olarak bir felaket filmi olarak görenler olsa da, film her sahnesi ile
bir romantik eserdir.Filmin konusunu anlatmama gerek var mı?Sanmıyorum, nede
olsa iki milyar dolarlık büyük bir başarı yapmış ve neredeyse tüm Dünya
tarafından izlenmiş bir filmden söz ediyoruz burada.
Beauty and the Beast
Bu film aslen, bir
çizgi film ancak bir film kadar aşk-sevgi teması var üzerinde.Gerçi bu filmin
listede olduğunu gördüğümde şaşırdım.O kadar filmin arasında bir çizgi film ne
arar?Ama pek çok film artık animasyon bazında yapılıyor.Bu filmde, kendini
beğenmiş bir prensin kılık değiştirmiş bir büyücüye yardım etmemesi yüzünden
lanetlenmesi ve birini sevmesi ile olan macerasına başlıyor ve sonrada isminin
anlamı kadar olan Belle-fransızca da “güzel” demek imiş- ile tanışıp onun
kalbini kazanmasını konu alıyor.Aslında film, o kadar komik gidiyor ki, son
sahnede ancak ana karakterlerin aralarındaki romantizmin doruğunu görüyoruz
The Princess Diaries
Bu filmde, aslında
normal bir ilişki ve romantizm varmış gibi iken, film bir noktada bir anda
dönüyor ve bu da ana karakterimizin birden bir prenses olması ile
şekilleniyor.Karakterimiz Mia, filmin başlarında yeni kimliğini kabul etmek
istemez çünkü normal, sıradan arkadaşlarını geride bırakmak istemez, buna
rağmen olaylar onu, sıradan olan arkadaşı ile film sonundaki sahneye kadar
yönlendirir.Filmde komedi unsuru da var, ancak romantizm etkisi sonlara doğru
daha yüksek.
Pearl Harbor
İki genç asker,
çocukluktan beridir arkadaşlardır ve İkinci Dünya Savaş’ındaki Alman Saldırısında
Nazilere karşı saldırı için Eagle Squadron birliğine katılır gençlerden biri,
bu arada bir hemşireye aşık olmuştur.Ve ona geri döneceğine dair söz
vermiştir.Bu arada Japonya, ABD’nin Hawaii deki üssü Pearl Harbor’a 7 Aralık1941 tarihinde saldırı düzenler.Birleşik Devletler tarihinin en ağır
saldırısını yaşar.Filmin klişe gibi görünen hikayesi, biraz siyasi olduğu
gerekçesi ile pek ilgi görmemiş olsa bile, zamanına göre çok beğenilmiştir.Hem
mantık hemde gönül çatışması geçen karakter ilişkileri, tarihsel bir olayın içeriğinde
çok güzel konumlanmıştır.Aksiyon için de
izlenebilir, ancak filmin içinde ara ara derin bir romantik etken var.
Meet Joe Black
Varlıklı bir medya
patronu, doğumgününü kutlamasına az kala ölüm meleği ile görüşür.Ölüm meleği
ile varlıklı patron aralarında anlaşma yaparlar ve anlaşmaya göre ölüm
meleğinin, hayatı öğrenmesi ve tanıması ile ihtiyarın ölümü ertelenecektir
ancak planlar, ihtiyarın genç kızı ile karşılaşması sonrasında değişir.Bu filmi
izlediğimde daha baştan bir gizemin içine doğru sürüklendiğimi hissettim ancak
filmin içindeki gizemli romantizmi ancak birkaç kez izledikten sonra
görebildim.Sanki çok ağır, çok kalın bir kitap ile karşı karşıyasınız.
Love Actually
Dilini ve
kültürünü hiç bilmediğiniz bir bayana yine de aşık olsanız ne yapardınız?Büyük
bir firma da varlıklı bir patron olsanız da, dolgun fiziği olan asistanınıza
aşık olamaz mısınız?Film, oldukça komik geldi bana, tek anlamadığım film
boyunca bir müzik çalıyor ama neden çalıyor onu çözemedim.Ona rağmen, film komik.Tamam romantik ama komik.Aslında
film şunu diyor, aşkın bizi istediği yerde ve zamanda bulacağını söylüyor.
Herkese iyi seyirler şimdiden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder