10 Eylül 2013 Salı

2020 Japonya Olimpiyatları...

    Birkaç gündür haberlerde izliyorum, hemen kapımızda ki Suriye'ye yapılacak olan belli olmayan saldırı ve onun yanında ellerimiz dolu gidip de, rahmetli Sakıp Sabancı'nın dediği gibi 3'ün-1'ini aldığım Olimpiyat sevincimizden başka haber yok.
    Olimpiyatı alamadık, sonuç?
    Ülkemizde sevinenler var.Açık konuşayım ki, ben ülkemin kaybetmesine hiç sevinmedim, ancak Japonya'nın kazanmasına da hiç üzülmedim.Kendi ülkemi desteklemem gerekse de, oradaki o topluluk, sanki koca Dünya'dan dışlanmış gibi, sanki 2. Dünya Savaş'ının tek suçluları imiş gibi dışlanmış şekilde kendi ada ülkelerinde bir şekilde yaşama mücadelesi veriyorlar.Sadece biz insanlar değil, doğa bile onları zor koşullarda sınıyor.Sürekli yaşanan depremler, yanardağ faaliyetleri ve son zamanda ortaya çıkan nükleer santral sorunu, derken gidiyor da gidiyor sıkıntılar.
    Peki buna rağmen ne yaptılar?Adamlardaki azme saygı duymak gerekir, bir deprem oldumu hemen ardından kendilerini yenileme çalışmasına giriyorlar.
    Arjantin'de, özellikle sordular nükleer sızıntı sorununu komite.Tamam Japonya temiz bir cevap veremedi, yine de garanti etti 2020'ye bu sıkıntının ortada olmayacağını.
    Japonya'yı tebrik ederim, çünkü sürekli bir çalışma ve azim içindeler.Hepimiz izledik finaldeki ülkelerin sunum görsellerini, kimse kandırmasın başkasını.
    Madrid elendi hadi onu geçtim, finale kalan bizimki ve onlarınki?Bizim sunumumuz ne yazık ki tatmin edici gelmedi bana.Bir olimpiyat ruhundan çok, bir ülke veya bir ülke yönetimi vardı sahnelerde sanki.
Hiç sevinmedim, Türkiye'min kaybetmesine, ama üzüldüm neden kaybettiğine.Çünkü şu anda başka sıkıntılarımız var.Buyrun örnek, hemen dibimizdeki Suriye sorunu ile topraklarımızda alarm çanları çalan ABD üsleri ve hazır durumdaki füze rampaları ve hükümetteki siyasi dengesizlik.
    Yabancı basın öyle dememiş mi, kaybetme nedenimiz olarak?Siyasi dengesizlik ve başbakanın "kimilerine göre otokratik" yönetim anlayışı yüzünden olimpiyat elimizden uçtu gitti.Herkes izledi, bende izledim, Türkiye'nin başbakanı, olimpiyatı sadece olimpiyat olacağına tam tersi, sanki elinden kapacakları değerli bir oyuncakmış gibi saçma bir kaprismiş gibi anlattı.
    Hem şu anda ülkemizde yasaklar kuruluyor.Yok içki yasağı, yok zurt yasağı, yok zart yasağı...
    Ahhh ahhh, şimdi izleyesim geldi Zeki Alasya-Metin Akpınar'ın Yasaklar tiyatrosunu.
    Bu kadar yasak varken, biz gidip de sunum görselimizin içine Rihanna gibi bir şarkıcıyı koyalım ve dinle hiç alakası olmayan şarkı ile sunum yapalım.
    Yok ben bunların kafa yapılarını anlayamam bu saatten sonra.Haberlerin dediği doğru, elleri boş boş dönüyorlar ve döndüler, şimdi bunun faturasını "Diren Gezi Parkı" hadisesi ile alevlenen halktan çıkaracak Erdoğan.Suriye yüzünden gerilen Obama'dan mı çıkarmasını bekleriz?Hiç beklemeyin, hiç ümitlenmeyin.
Daha Olimpiyat'ın ne demek olduğunu bile açıklayamıyor ki bizim yetkililerimiz.
    Olimpiyat adını dağdan filan almamıştır, Yunanistan'da ki antik kent olan Olimpiya'dan gelir.Ayrıca, Selanik'te de Olimpos Dağ'ı da bulunur, mitolojik olarak önemlidir bu dağ.
    Mustafa Kemal'in bizlere armağan ettiği 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayram'ı bile resmen yasaklanmanın eşiğinde iken, biz olimpiyata ev sahibi olmak isteyen bir ülke mi olacağız?
    Güldürmeyin beni arkadaş!!!
    Olimpiyat için ayrılan bütçe ile Japonyanın ayırdığı bütçe arasında bile o kadar çok fark var ki, düşünüyorum da sanki bizimkiler biraz kazık yemişler.Biz diyelim 19.2 milyar dolar, onlarsa dörtte birini söylesinler!!!
    Tekrar söylüyorum, sunumu ve programı, finali kazananı hepimiz izledik, öyle değil mi? Bizim hükümetimizin karar açıklanması sırasında surat ifadelerine bakacak olursanız görürsünüz nasıl bir öfke, nasıl bir yenilgi ve nasıl bir gerginlik dolu olduklarını.Basın ve medya hepsinin o anki ruh hallerini yakaladı.
    İzlemesi bizden.Hoşçakal Olimpiyat.
 

Hiç yorum yok: