Eskiden, Haziran ayı geldiği anda tüm çocuklar Yaz tatilinin başladığını anlar ve büyük bir sevinçle tatil zamanını doyasıya geçirmenin hayalini kurmaya başlarlardı o ilk günlerde.Şimdi o gençler büyüdüler evlendiler, çoluğa çocuğa karıştılar, o eski özlemler pek kimsenin aklında bile yer teşkil etmiyor artık.Ama yaşı 40'ı basmış olsa da çocukluğunu yaşayan pek çok büyüğümüz hâla o anki duyguları gösterebiliyor.
Benimde yaşım Otuza yaklaştı sayılır ama büyüklerimin gözünde nede olsa gencecik bir delikanlıyım.Ve bugün 2011 Haziran'ının ilk günü.Peki dışarıdaki hava Yaz'a müsait mi? İşte orada bir düşünelim bakalım!
Birkaç aydır İstanbul'un havası çok enterasan.Sabah bir yerinde yağmur yağarken diğer bir bölgesinde güneş var yada bir bölgede hafif kar yağarken diğer bir bölgede ise Güneş bulutların arasından çıkıp ışık oyunları oynuyor.
Ve şu Yaz aylarına giriş yaptığımız bugünlerde hava bir sıcak oluyor, bir soğuk oluyor. Her sabah rastlıyorum, kararsızlık yaşayan insanlara hava durumu yüzünden.Kimisi hava soğuk diye ince hırka giyiyor kimisi de, bünyesine göre daha kalın giyiniyor.Kimisi ise hiç umursamadan T-shirt yada kısa kollu gömleğini çekiyor üzerine öyle dışarı çıkıyor.
Ah İstanbul ah, Senin havanada bir türlü alışamayacağız şu güzelim Yaz aylarında desene! :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder