10 Kasım 2013 Pazar

Okumuyoruz...Ne Yazık ki :(

    Yoğun günlerin gelip geçtiği, koşturan insanların mücadele ettikleri bir şehirde yaşıyoruz.Her gün, rutin güzergahlarımızı gidiyor ve geliyor, sonraki gün yine gidiyor ve geliyoruz.
    Bu kadar yoğun geçen günlerimizde, peki neler yapıyoruz?Bu soruyu aslında sormamam gerekir, çünkü cevabı çok basit.
    Başlarımız, sürekli öne eğik, minicik ekranlarda olup bitenler haberleri, olan biten görselleri ve selam veren vermeyen insanları izliyor duruyoruz.
    Peki aramızda kitap okuyan var mı?Son bir haftadır, birkaç kez toplu taşımayı kullandım.Özellikle şu yeni açılan, Dünya’nın merkezine yolculuk yaparmış gibi giden Marmaray’ı iki-üç kez kullandım, tabii karşıya geçme kısmetim olmadan.Gördüklerim, az önce yukarıda ki anlattıklarım ve o aracı ve gittiği tüneli merak edip görmek isteyen, yüzlerce meraklı gözlerle dolu.Aracı taciz etmek istermiş gibi, orasını burasını elleyip bozacağına, eline bir tane kitap alıp okusan olmaz mı?
    Geçen gün yine aynı manzara ile karşılaştım.Koca vagonda, herkes tıklım tıklım iken, sadece üç kişinin kitap okumakta olduğunu gördüm.Biri hariç diğerleri oturan bu üç insan, çevreyi umursamadan gömmüşler başlarına sayfaların arasına okuyorlardı.
    Neden biz toplum olarak okumuyoruz, veya da okumak istemiyoruz.Aylar önce, bir başka blogda okumuştum, Japonya’da ki bir kişinin bir yılda okuduğu kitap sayısı, bizdeki bir kişinin okuduğundan onlarca kat fazla.
    Hani Müslümanlıkta ilk emir “OKU” idi?Şimdi bana sorarsınız belki, “Sen peki okuyor musun?” diye.Bir Japon kadar çok olmayabilir, ona rağmen okuyorum kitap.
    Ve evet, okuyorum.Ne zaman ki ben kitap okurken, çevredeki insanları da görebiliyorum, hatta o gün kitap okuyan o üç insanın çevresinde de gördüm aynı insanları.Şahsın elindeki o kitap, sanki bir düşman, sanki bir parazit, sanki onun hayatını rezil edecek bir fazlalıkmış gibi bakıyor bazı insanlar.O kitabı okumaktan sanki utanıyor gibi bir korku ve endişe ile yüzlerinde gerginlik beliriyor.
    Kitabı korkulacak bir şey olarak görmemeli insan.Yıllar önce bir büyüğüm bana bir söz söylemişti.

    “Üzerine eski paltonu giymeye devam et, ancak o vitrinde gördüğün yeni kitabı hemen al.”

    Kitabı taşımak bile bir artı katar, kitabı azıcık bir göz atıp içeriğini anlamak bile bir artı katar.Sadece okuyalım, ne olursa olsun, ister ağır ister kolay içerikli olsun, okuyalım.


Hiç yorum yok: