Arkadaşımın düğünü Nisan’ın son Cumartesi’nde oldu.En güzel
ve mutlu gününde, arkadaşım en güzel ve mutlu insandı.Damat adayımızın
mesleğini yada hangi branştan mezun olduğunu filan sormadım bana soranlar
olduğunda.Ben oraya arkadaşımın düğününde olmak için gittim, tutup da onlarca
soru sormaya gitmedim.Güzel bir düğündü.Düğünde, liseden birkaç arkadaşımı da gördüm, hatta içlerinden biri eskiden hoşlandığım dünyalar tatlısı bir bayan arkadaştı, ancak o gün gördüğümde onun eski güzelliğinden en ufak bir parça kalmamıştı ve bana selam vermesinde soğuk bir hava sezdim.Ancak umursamadım, çünkü geçmişte kaldı, artık çocuğu da var, evinin eşi artık o.Bu yüzden onu özlemeye yada düşünmeye değmez.Dönelim düğüne, düğünden sonra yeni evli çift
arkadaşlarımız balayına çıkacaklar doğal olarak o yüzden karşılıklı olarak
“Gitmeden görüşürüz inşallah!!” demiş olmamıza rağmen, rahatsız
etmedim.Görüşeceğim diğer insanlarla da irtibata geçtim.
Öncelik olarak Kadim
Dostum ile görüşecektim ancak onunla düğün öncesinde sürpriz şekilde
karşılaştık Adana sokaklarında.Gelişimi onada sürpriz olarak yapacaktım, ancak
sürpriz bende patladı.Yinede görüştüm onunla da, dönüş günümdede yolda bile
aradım onu.O da yeni istekler ve hobiler ile kendisini geliştirmek istiyor ve
işinde yükselmek istiyor.En iyi mutluluklar onunla olsun her zaman.Nerden
aklına gelmiş ise bizim Kadim Dost’un, Salsa dersleri almak ve dansta kendini
geliştirmek istediğini dile getirdi bana, hatta bir akşam onun bildiği ne kadar
mekan varsa Adana’da gittik araştırdık.Öncelik olarak La Noche Bar’dan bilgi
aldık ki orası, benim yeni gördüğüm birkaç mekandan birisi.Adana’ya yolunuz
düşerse bir uğrayın ve eğer yanınızda bir bayan arkadaşınız varsa Salsa derside
alın.İnanın seveceksiniz.
Tabii biz iki-üç erkek olarak çok yer bilemeyebiliriz Salsa
dansı ile ilgili olarak.Bunun için yakın zamanda Salsa dersleri almış olduğunu
bildiğim bir arkadaşıma danıştım.Kendisi orta okul ve liseden bir hocamızın
kızıdır ve ona “Hocamın Kızı” derim her zaman.Çok canayakın, sıcak kanlı ve
arkadaş canlısı güzeller güzeli bir insandır kendisi.Onunla yapacağım birkaç
saatlik bir sohbet-muhabbet ortamı için leziz bir mangal partisini bile geri
çeviririm çünkü o kadar değerli bir arkadaşımız kendisi.
Hocamın kızı ile, İstanbul’a dönmeden görüşmek istedim.Muhtemelen
iş yoğunluğu vardı ki, kızcağız ne telefonuma geri dönüş yapabildi, nede
yüzyüze görüşebildik.Sağlık olsun, kısmet olursa bir sonraki gelişte görüşürüm
onunla.Burdan selamlar ona.
Onun dışında bir de Hocamın oğlu var ki, bu hocamız da
okulun bence en iyi edebiyat öğretmeni idi.Tabii okulumuz Çağ Kolejinin gelmiş
geçmiş en tanınmış edebiyat hocası hiç şüphesiz ki Numan Tefek’tir, hocama
buradan selamlar iletirim.
Hocamın oğlu ile bir-iki sefer görüştüm.O da beni yeni bir
mekana götürdü, de adını çıkaramadım şimdi.Hatta yazlık tayfamızdan bir bayan
arkadaşımızı bile çağırdı oraya ki eskileri konuşalım, eskileri analım ve
yenileri anlatalım diye.Uzun zamandır görünmeyen yüzleri yeniden görmek benim
içinde iyi oldu yazlık tayfasından güzeller güzeli arkadaşımız gibi.Bu arada
Hocamın oğlu bir ilişkisi olduğunu öğrendim, ki zaten benide tanıştırdı bayan
arkadaşı ile.
Kız arkadaşı, tıpkı kendisi gibi sporu çok seviyor diye
düşünüyorum, eğer yanlış ise hemen buradan bana ulaşın ve bu bilgiyi
değiştireyim.Son görüşmemizde bu sevgili çift karşıma sportif elbiseler içinde
ve her an maraton koşusu yapmaya hazır şekilde çıkmışlardı.Tabii işin esprisi
bu.İkisi de birbirine çok yakışıyor, Allah ayırmasın.Hocamın oğlu beni yeni
biri ile tanıştırdı, burada ad vermediğimi biliyorum.Bu arkadaşın adı, yazlık
tayfasındaki en önemli arkadaşımız olan Amip Paşa’nın ismi ile adaştır.O da
üniversite okuyor.Benim anlattığım üniversite anıları ve maceralarım ile
yerlere kapaklanıp güldüğünü söylemem gerekir, nargile eşliğinde.Onun evinden
otobüs durağına giderken çok çok eski bir elemanın evinin olduğu bölgeden
geçtim ki ona rastlasam hiç şaşırmazdım, ki rastlamadım çünkü ekran başında
kesin müzik dinliyordur, onun hikayesini ayrıca yazacağım, yanında değersiz
biri ile.Hocamın oğlu ile de el sıkışıp ayrıldım Adana’dan, ama onunda artık
İstanbul’a gelme durumları artık yüksek olduğu için çantamda kırmızı minik bir
halı ile alanda beklemeye başlarız artık.
Sevgi Ada'mız ve arka planda Çukurova Üniversitesi Yarımadası |
1998 yılında kanserden ölen rahmetli halamın en büyük kızı
“Abla kuzenim” ile de görüştüm.Onlarda beni görmek istiyorlardı, çünkü uzun
zaman olmuştu.Abla kuzenim diğer iki kuzenim gibi kırk yaşına yaklaşmıştı ancak
göstermiyordu.Tabii göstermez, hani atalarımız der ki, “kadınlar yaşlandıkça
güzelleşir” diye.Adana’da iş sektörünü, memlekete geri dönüşü, evlilik yaşımın
yavaşça yaklaşmakta olduğunu ve babaannemin vefatını konuştuk.Biz konuşurken o
kadar çok çaldı ki telefon, abla kuzenimin gerçekten büyük bir koşturmaca
içinde olduğunu gördüm.Bir küçük kardeşi Abi Kuzenim ise yeni evlenmişti ve
Adana’nın bilinen en tanınmış mekanı Kazım Kafe’nin üzerinde oturuyor.Onlarda
beni görmek istiyorlardı ki abla kuzenim bana geri dönüş yapmıştı ancak dönüş
yapmama en fazla iki-üç saat kalmıştı ki bileti erteleme şansım olsada cebimde
fazla nakit kalmamıştı.
Bunun yanı sıra Çukurova Üniversitesi’nin de şenlikleri
başlıyor ki ona da kalamadım.Yazık oldu.Kısmet gelecek seneye inşallah.Ama
sizin 6-11 Mayıs tarihleri arasında yolunuz düşerse üniversiteye etkinliklere
katılın.
Arkadaşların yanı sıra aile yakınlarımı da tabii görmeden
gidemezdim.Teyzemleri tek tek ziyaret ettim, özellikle ortanca teyzemin
kedisini, annemin kedilerine çok benzettim bir ara.Kuzen ise benim gibi sarmış
Diablo 3’e.Gerçi ben bu aralar ara vermiştim cehennem lordunu öldürmek için,
ama Kuzen tam uçmuş ve iki karakteri seviye 60’a ve ilerisi olan paragan seviyelerine
kadar çıkarmış.Ben henüz o kadar çıkartamadım, çünkü onun yanında WoW’da
oynuyorum ne yazık ki ve onda daha fazla kasmak zorundayım çünkü bu aralar Raid
istilaları var bizim grup içinde.Ha bu aralar oynayamıyorum çünkü bilgisayarımda arıza var ve servise göndermem gerekiyor.
Nisan’ın son gününde Kadim Dostum ile birlikte Adana caddelerinde
birlikte yürüyelim derken arkamızdan cadıların ve uzaylıların olduğu bir
kalabalık ile karşılaştık ve yolumuz tarihi Tren Gar’ına kadar düştü.Sonra fark
ettik ki orada Beyaz Kraliçe ile Kızıl Kraliçe’nin askerleri birbirleri ile
savaşacaklardı.Tepemizden uçan dev kuşlar ve yanımızdan geçen ejderhalar ile
beyaz giymiş uzaylılar ile 15. Adana Devlet Tiyatrosu’nun kapanış seremonisinde
bulduk kendimizi.Güzel bir sunum ve kapanış töreni eşliğinde izledik meydandaki
tüm insanlar ile birlikte gösteriyi ve ardından Kadim Dostum’un bir arkadaşı
olan Usta ile birlikte Menderes Bulvarı’nda gölün hemen içinde olan meşhur açık
alan çay bahçemizde çay içmeye gittik.Ama şunu söylemeliyim ki, orada sadece
çay içmek zorunda değilsiniz.Eğer ekipmanlarınız yanınızda ise, -ki pek çok
Adana’lının mangal ekipmanları her daim bagajın bir köşesinde olup- günün her
saati mangal yapmaya gelebilirsiniz bu yarımadaya.Demlenmiş çayın kokusundan
çok etlerin kokusu havayı doldurur, onlarca arabadan çıkan birbirinden güzel
şarkılar ve türküler ile.
15. Adana Devlet Tiyatroları Kapanış Seremonisi |
Bunların yanı sıra Adana’nın meşhur kebabı olmadan dönmek;
bana yakışmaz.En az bir porsiyon yemek gerekir.Sadece kebap yemek için bile
Adana’ya gidiş dönüş bileti her zaman elinizin altında bulunsun.Dostlar kebap
ve Kazancılar her zaman servise hazır siz kebap severler için.
2 yorum:
mekanın adı anemon'du dostum... ve evet kız arkadaşım da sporu çok sever,doğru demişsin :))) teşekkür ederim güzel dileklerin için...senin kısmetin de kapıda dostum hiç merak etme ;) yazmaya devam,okuyoruz hepsini... hocan çok sevinecek,ona söylediklerin için... görüşürüz annemin öğrencisi :)
Amin amin Hocamın Oğlu :-))
Sabırla umutla bekliyorum.
Anemon beklesin bizi, oraya yine gidecez.
Heheheeee :)))
Yorum Gönder