Efendim, bilmeyeniniz yoktur, Walt Disney’in büyük eseri
Disney Dünya’sını.Fransa’dan Japonya’ya kadar ve ABD’deki pek çok tesisi ile
Dünya üzerindeki en çok beğenilen ve sevilen, takdir edilen bir eğlence parkı,
teması ve konseptidir.Tabii sadece Disney Dünya’sının dışında Dünya genelinde
pek çok yerde onun kadar büyük ve şehvetli temalı parklarda var, mesela örnek
vermem gerekecekse eğer, Rollercoaster trenlerinin başkenti olan Cedar Point
yada Six Flags(Altı Bayraklar) Parkları,…v.b.
Eğlence parkları yada Lunapark kavramı bizim ülkemize çokda
yabancı değil, mâlum pek çok şehrimizde irili ufaklı eğlence parklarımız
bulunmuştur.Ancak, ilk temalı parkımız nedense (yine) İstanbul’a kurulmuş
oldu.Yine diyorum çünkü açılışını yapan, baştaki yetkili kişi sanırım unutkan
çıktı ki, uzun yıllar önce Beylikdüzü tarafına yapılan ilk temalı parkımızın
adı zamanın içinde unutuldu gitti anlaşılan, veya da kimse onun adını anmak
istemiyor.İlk temalı parkımız olan Tatilya eğlence tesisini kaçınız
hatırlıyorsunuz?Kapalı bir alanda olmasına karşılık, şu andaki yapılmış olan ve
ismi evcil kedi ismi imiş gibi duran Vialand parkına rakip olabilecek seviyede
bir eğlence parkı Tatilya, ömrü kısa süren bir eğlence merkezi idi.Sanırım
bizim ülkemizde o derece etkili yada büyük eğlence konsepti yürümüyor.Evet ya yürümüyor
yada insana hitâp edemiyor.Yahu, nedir bizdeki bu kopyala yapıştır
taktiği?Arkadaş bir kere bu ülkeye yakışacak şekilde bir isim versen olmaz mı
bu parka?Madem temalı park deniyor, madem eğlence tesisi deniyor.Daha itibarlı
bir ismi hak etmesi gerekir, ki bu isimle açılmışsa burası, benim göreceğim şey
şudur.Tıpkı ilk açılan diğer tüm tesislerimiz gibi burayada ilk birkaç ay
imkanı olan insanlar gelir gider ki bunların bir çoğu, sırf burayı hükümetin
başındaki baş adam açtı diye gelir, ondan sonra zaten sıkıntıda olan ekonomik
durum yüzünden gelişler gidişler azalarır, azalırrr, ve azalırrrr …Sonra da bir
bakarsınız ki, yavaş yavaş tıpıştan kapanma sinyalleri çalar.Ha buna gerek
kalmadan umarım o oyuncakların bakımlarıda yapılır, çünkü ülkemizde ki Lunapark
sistemindeki araçların tamirlerinin ne kadar az yapıldığını yada ne
yapıldığının bilinmemesinden dolayı hiç yapılamadığını unutmamamız gerekir.
Bu temalı parkımıza, konuyu daha da rezil eden bir diğer
unsur ise, hemen yanına aynı isimde bir AVM, yani bir alışveriş merkezi yapıyor
olmaları, yada yapıldı; emin değilim.İstanbul’da şu anda kaç tane AVM var acaba
çok merak ediyorum.Belediye lavaboluğu yapılsa, onunda yanına hemen bir AVM
dikilir, emin olun.
Baştaki adama göre her şey İstanbul için, Türkiye kimin
umrunda ki?Fark ettiniz mi tüm projeler İstanbul’a yapılıyor.Şehri Venedik gibi
ada şehri yapmak için kıçı kırık bir Kanal projesi, sonra Olimpos tanrıları
gibi tepeden baksın herkesi selamlasın, yüce rabbimize daha yakın olsun dermiş
gibi şehrin en yüksek tepelerinden birinde kocaman bir cami ve daha bir sürü
bozucu elemanlar.Hani derler, “Reklam Kokan Hareketler Bunlar”, aynen hepsinin
içinde reklam kokusu var bâriz şekilde.Bir kere, gelipde direkt olarak
hükümetin başında ki adamın açması etkinliğin direkt reklam kokusunu
gösteriyor.Daha birkaç gün önce İstanbul Boğazı’na yapılacak olan 3. Köprümüzün
temel atma töreninde de aynı, baştaki adam vardı.Niye başkası açmıyor, o kadar
değerli insan yok mu bu ülkede?
Efendim, temalı park nedir?Ne gibi kriterlere göre hizmet
etmesi istenir bu parktan?”Kopyala-Yapıştır” felsefemiz nasılda etkin, gördünüz
mü?Yabancılar rahat 50-60 yıl önce yapmaya başladılar kendi temalı parklarını,
hatta o parklardaki Rollercoaster trenleri, ondan da eski bir zamanda 18. YY.’ın
sonlarında üretildi ve tanıtıldı halka.Neden şimdi bize de yapılıyor?Bizim
parkımız, sözde “Vialand” adı olan bu yer ile diğer parkların görüntüsünü,
eklemiş olduğum resimler ile bir karşılaştırın aradaki farkı görsel olarak
sizde göreceksiniz.Ne kadar büyük bir seviye farkı var değil mi?İster sosyal
olsun, ister kültürel olsun, ister mimari, sonuçta arada büyük fark var.Kıçı
kırık bir şatoyu Disney Şatosu’na benzeterek koymuşlar, sonrada atlı
karıncasından birkaç ekstrem park aktivitesini de yerleştirmişler,…Eee?Bu kadar
mı?
Açılış filan tamamen reklam, eğer bakacaksak iç yapısına,
işleyişine ve kontrol durumuna bakacağız ve eminim ki o kadar kalitesiz olacak
ki bu parkın durumu, bir zaman sonra solup gidecek.
Aradaki farkı size şu şekilde söyleyebilirim, Disney
Parkları, yaratıcısı ve yapımcısı Walt Disney’in kendi tasarladığı kahramanlarını
yaşatan düzenlemeleri ve donatımlarıyla daha çok çocukların ilgisini çeken bir
panayır olarak işlev görür ve bunu sadece kendi içinde kalmayarak tüm Dünya’ya
sunar ve zamanla büyük bir eğlence sektörü haline gelir.Kısacası küreseldir bu
park.
Bizim çakma tema parkımız ise bireyseldir, şehrin orta
yerine, sanki bir RAR dosyası gibi sıkıştırılmış ve hiç genişleme imkanı
olamayacakmış gibi orada birkaç yıl boyunca işletilebilecek bir eğlence tesisi
olarak işlev görüyor, yada tam açılmadığı için görecek diyelim.
Şimdi, “Sana ne, sana mı soracaz,” diyenleriniz
çıkabilir.Saygı duyarım, yinede kendi düşüncemi arkadaşlarım ve okuyucularım
ile paylaşmak isterim.Büyük bir merakla bu parkı keşfetmeye gideceğinize,
ETSTUR’un şu anda uygulamakta olduğu Paris Disneyland’inin 20. Yıldönümü özel
turlarına katılın ve orada bulunan, gerçek olan Disney Dünyası’nı keşfedin
derim.Hayatınızda yaşayacağınız en güzel anılardan ve deneyimlerden biri
olacağına adım gibi eminim.Ha yinede, bizim tema parkımızı da görmek konusunda
isteğiniz varsa, teklif var ısrar yok.
Hep
beraber gidelim, tema parkımızı hayırlamaya.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder